Onüç Günün Mektupları



Gülşah akut bronşit olduğu için 4 gündür hastanede yatıyor. Tabii annem de yanında. Hal böyle olunca biz de evdeyiz. Seray komşu kızı ile film izlemece, ben ise bol bol okumaca modundayım. Yeni kitaplar sağolsun günde 1 kitap şeklinde ilerliyorum. Ananem ise yemek yapmak ve bize zorla yedirmek ile meşgul :)
Annemsiz ve Gülşah'sız ev çok can sıkıcıymış  bunu anladık. İnşallah yarın çıkarlar da ev eski neşesine ve gürültüsüne döner.

Onüç Günün Mektupları Cemal Süreya'nın eşine yazdığı mektuplardan oluşuyor. Beni Sabahattin Ali mektupları kadar çarpmadı. 2 yazarı (şairi) birbiri ile kıyaslamak değil niyetim asla! Ama belki içinde bulunduğum ruh halinden ötürü Sabahattin Ali'nin kitabı resmen çarptı beni.

Kitap mektuplardan oluştuğu için şairin hayatına biraz daha dokunabiliyorsunuz. Günlük gibi yazılmış mektuplar. Her gün hem de. Eşi hastane olduğu için bir nevi ona verilen rapor gibi. Nasıl yazmış, nerelerde yazmış falan gibi detayları okumak çok hoş oldu.

Cemal Süreya severlerin kaçırmaması gereken bir kitap bence.

  Okuduğum Kitaplar yazılarım için buraya tık tık
Posted by
Facebook Twitter Google+