Azıcık iç dökeyim dedim. Yazı tamamen bahane yani :) Japonya'da iki ayı hiç ama hiç sevmiyorum. Birincisi Mart ikincisi Haziran ayı.
Mart çünkü resmi yıl sonu sayıldığından Yoshi'yi resmen göremiyorum. Şuanda saat 22:02 ve kocam hala çalışıyor. Bugün 2 kere aciliyetten telefon açtım ve ona bile çıkamadı. Zaten bir gün bana bir şey olsa Yoshi telefonu açana kadar bin kere ölürüm.
Güya adam müdür ama normal elemanların bin katı daha fazla çalışıyor. Şuanki iş yeri araba ile 1.30 saat uzaklıkta. İş şuan bitse bile eve gelmesi 00:00'ı bulacak. Yarın 7'de kalkıp yine işe gidecek.
İzin günlerinde ise sadece dinlenmek istiyor. ki bence de hakkıdır. Hakkıdır ama ben çok bunalıyorum.
Yoshi yalnız yemek yemeyi sevmediği için benim akşam yemeği düzenim sıfır. Yıllardır ye iç yat modunda olduğumdan kilo üzerine kilo aldım. Benim kilolarımın sebebi abur cuburlar değil. Hareketsizlik ve düzensiz yeme tamamen. (bence)
Neyse böyle işte Mart ayından nefret ediyorum. Kocamı resmen göremiyorum. Bir de tayin çıktı demiştim. Evi taşımayacağız. Yine arabayla gidip gelecek. Ve yine 1.30 saatlik mesafede. Sadece bu sefer Nagoya'nın deniz tarafına gidip gelecek. Şöyle bir dezavantajı da var. Şehiriçi trafiğini de çekecek.
Allah yardımcımız olsun.
Haziran ayından nefret ediyorum çünkü burada yağmur ayı olarak da anılıyor. Ben Egeliyim hem de bundan çok fazla gurur duyan bir Egeli :) Haziran bizde yazdır. Balkon sefaları çoktan yapılmış. Denize çoktan onlarca kere girilmiş olur. Haziran ayında yağmur bana bildiğiniz işkence geliyor. Ruhumu boğazlıyorlar sanki.
Neyse çenem düştü.
Bir Japon kızın videosunda gördüğüm bu sınırlı üretim şekeri merak edip aldık. Ben sadece bir tane yedim ve ne sevdim ne de sevmedim. Acı badem gibi kokuyor. Sınırlı üretim olmasaydı da gidip almazdım.
Denedim rahatladım :)
Bir de video çektik. Yoshi'nin izin gününde aylık kontrolüne gittik Neo'nun. Neo alerjik ve kalp hastası. Bu yüzden rutin konrtolleri var. Kalbi iyi durumda ama alerjisi sanırım mevsim değişikliği yüzünden artmış durumda. Doktor ilaçlarının dozunu yükseltti.
İşte böyle benden ya da bizden haberler.
Gerek kendi gündemim gerekse ülkenin gündemi yüzünden kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
Bugünlerin özeti 'oyalanıyorum' başka da yaptığım bir şey yok.
Siz nasıl özetliyorsunuz bu ara kendinizi?