Çılgın Kadın



Annem Japonya'da fırtına gibi esti. Sarılmakta olduğu kişi Yoshi'nin annesi :) Yani dünürü. Japonlarda tene temas çok azdır. Tokalaşmak, sarılmak vs hemen hemen hiç yoktur. Ama anneme söker mi sökmez :) Kayınvalidemle her karşılaştıklarında ve vedalaşırken bir sarılma seansları var.


Annem geldiğinde görümceyi ve kayınvalideyi ağırladık. Hiçbir yerde yazmadım ama bir süredir Yoshi'nin babası ağır hasta. Siroz ana hastalığı ama yanında başka hastalıklar da var. Bu yüzden o bize katılamadı. Bize geldikleri gün hastanede kalıyordu.


Tabii babanın hastalığı en çok anneyi yoruyor. Maddi- manevi. Anne ve baba evden çalışıyorlar. Araba parçaları birleştiriyorlar. Bu yüzden evleri daha çok iş yeri gibi. Bundan çok çekindikleri için ne bizi ne de başkalarını evlerine davet etmiyorlar. Biz bu evi alırken birlikte oturmayı çok istemiştik ama baba kabul etmedi. Biz de mecburen yalnız yaşamaya başladık.

Anne çalıştığı için sabahtan gelip öğlene kadar kalıp gittiler. Biz de Türk kahvaltısı ile ağırladık onları. Annemin yapmış olduğu vişne reçeli herkesin favorisi oldu. Ki zaten benim de en sevdiğim şeydir annemin vişne reçeli.

Böyle keyifli bir gündü.

Annem sağ salim vardı Söke'ye. Ananem çok mutlu, teyzemin neşesi yerinde maşallah.

Ah ah ah!

Ben hem mutluyum hem de mutsuz.

6 yıldır yurt dışında yaşıyorum ve tabii ki bu duyguyu biliyorum.

Ama henüz çok taze. 2 ayın sonunda annemsiz bir ev çok fena koyuyor insana.

Gün içerisinde sık sık ağladım.

İnsan çaydanlık görünce ağlar mı? Ağlar!

Geçecek biliyorum ama taze işte!
Umarım göz açıp kapanıncaya kadar kavuşuruz tekrar.

Bu süre içerisinde yanımda olduğunuz için teşekkürler.


Posted by
Facebook Twitter Google+